14 Haziran 2007

Ispanakli Enginarli salata, Karidesli salata, Humus, Amerikan tarzi patates salatasi

Daha cicegi burnunda cok genc, cok cici, cok tatli bir ciftin davetinden bu resimler.
Her seyi en ince ayrintisina kadar dusunmuslerdi, misafirlerini rahat ettirmek icin ellerinden gelen ozeni gostermislerdi.
Resimleri buraya aktarirken ailenin, insan hayatinda ne kadar etkili bir faktor oldugunu bir kere daha dusundum. Bir zamanlar buraya yazdigim, o cok tatli teyzenin torunu bu genc cift.
Ispanakli enginarli salata, karides salatasi, humus ve Amerikan usulu patates salatasi tariflerine uzerlerine tiklayarak ulasabilirsiniz.



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Internette dolasan asagida ki yazi bana da bugun ulasti. Yazinin yazari belli degil. Her ne kadar Can Dundar'in ismi gorunse de, Can Dundar ona ait olmadigini kendi sitesinde belirtiyor. Kim yazmissa cok guzel yazmis. Ben kendi dusuncelerimi bu kadar guzel anlatamazdim. O yuzden bazi paragraflarini buraya aktarmadan edemedim.

Artik eskisi gibi her hafta sonu birileri ile disari cikmak istemiyorum. Beni yoran iliskiler, yeni tanismalar, yeni yuzler aramiyorum. Eski dostluklarin da ozetini cikarmaya basladim. Iliskilerde tasarrufa gidiyorsun her seyde oldugu gibi ve gereksiz insanlari hayatindan atmak istiyorsun. Yapmacik, inanmadan konusmak istemiyorum artik. Beni anlamayanlarla konusmak cumle kirliligi yaratiyor ve hak edenlere sakliyorum enerjimi. Istedigime istedigimi deme ozgurlugune sahibim, elestirme hakkini olusturan yasamislik ve yeterli yas faktoru artik bende de var.

“Ben demistim”, “ben bilirim”, “ben zaten anlamistim” sendromunda olanlarla arkadasliklari bir kez daha sorguluyorsun. Iliskilerini sadelestirmeye baslayinca sira iyi ve kotu gun dostlarini ayiklamaya geliyor. Kotu gun dostlarini belirliyor ve onlara daha cok onem veriyorsun. Iyi gun dostu bulmak ne kadar kolaysa kotu gun dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum. Dostlar ihtiyac oldugunda gocmen kuslar gibi sicaga ucuyor ve sadece seninle birlikte suruden ayri dusenler kaliyor

Zamanin ne kadar kiymetli oldugunu ogreniyorsun buralara kadar gelirken. Uzun duz otobanlardan oldugu gibi, kestirme bozuk yollardan da ulasabilirsin hedeflerine. Kestirmeleri de ogrendim gide gele. Bos gecen her saniye degerli artik.

Daha yapilacak cok sey var ama, kendimi cok yormaktan, cok hirpalamaktan yana degilim. Gerektiginde “HAYIR” demeyi ogrendim ve bu kelime basta karsindakine kirici gelse de senin icin hayat kurtarici olabiliyor.

Sonra Sezen’in sarkisindaki gibi anneni daha sik dusunuyorsun ve hatta anliyorsun.
Iste bu yeni alismaya baslanan ve giderek hosa giden yeni duruma olgunluk deniyor. Yasamisligin, gormuslugun, geride kalmis uflenmis dogum gunu mumlarinin bir sonucu kendiliginden ortaya cikiyor hayatin bir donemecindeki bu olgunluk.

Ne zaman dersen herkese gore, ne kadar dolu yasadigina gore degisiyor bu olgunluk cagina ermek. Inanin bana hayattaki dususler, zor alinan virajlar bu zamani hizlandiriyor.

Kendi dunyanin kucuklugunu kesfetmek ve buna ragmen kendinin kiymetini bilmek cok ise yariyor.

Bir gun hepimizin bu huzurlu olgunlugu bulmasini diliyorum.

11 yorum:

Adsız dedi ki...

Sevgili Tubacım,
Yazı çok güzel, gerçekten okurken evet evet işte bende tam böyle düşünüyorum dedirtti bana. Sonra yaşadığımız dünyanın ne kadar sahteleştiğini herkesin birbirine ne kadar da yapmacık olduğunu düşündüm, özellikle iş yaşamında..:( iyiki bu blog denen şey icat olmuş, burda herkes o kadar içten paylaşıyorki duygularını, ekranın karşısında saatler nasıl geçiyor anlamıyorum.
Sevgiler..

NiNo dedi ki...

sonunda donmenin gururunu yasiyorum herkesi cok ozledim harika seyler yapmissiniz ellerinize saglik bagimlilik yaptigini biliyordum bu blog islerinin ama bu 2 ay ayrilikta pes dedim :) sevgiler tirandan

Bir Derin Masalı dedi ki...

Tuba cığım bu olgunluğun zaten içimizde bir yerlerde çıkmaya hazır halde beklediğine inanıyorum.sadece fark edilmeyi bekliyor...Huzurun kalabalık ve gereksiz bir sürü insanda olmadığını az ve öz dostlarla yakalandığını ben çok küçük yaşlarda fark ettim. ve hiçbir zaman fazla insan sokmadım hayatıma. böylesi daha anlamlı oldu.Bİr sürü boş insanla yıpranacağıma birkaç dolu insanla büyüyüp serpilmenin keyfini çıkardım. Hala da öyleyim... Öpüyorum seni...Kendine iyi bak...

daimamutfak dedi ki...

Bu yazıya takıldım.Paylasımın için sağol.Bende çok şey buldum içinde canım...sevgiler. neriman

tata dedi ki...

Huzurlu olgunluga erismek icin ne yazikki yasamin her iki yönünüde tanimak ve belli bir yasa gelmek gerek Tuba'cigim.
Gercekten de güzel bir yazi, ben de cok begenmistim.
Sevgiler

sevdamavisi dedi ki...

Tubacığım,
yazı öyle güzel ki kendimi gördüm sanki düşüncelerimi gördüm. demek ki ben de olgunlaşıyorum dedim. ben hep hayatın yorgunluğu zannediyordum oysa.
yemekler de çok hoş. sevgiler

Adsız dedi ki...

Selamlar . Tarifleriniz cok güzel . Tesekkürler paylastiginiz icin . Hoscakalin

bir demet feslegen dedi ki...

Merhaba Tuba
Bu okuduklarımı hissetmeye çok erken yaşlarda başladım (ne yazık ki mi desem, çok şükür mü desem bilemedim! )
Olgunluk güzeldir, tek kötü yanı hayatında sürprizler ve şaşkınlıklar azalır.
Resimlerde çok hoş...Bu özenli yemeklerin tariflerini bekliyorum.
Sevgiler
Eda

Selen dedi ki...

Enginar tariflerime bir lezzet daha ekledin Tubacığım. Çok teşekkürler. Yazıyı çok beğendim ve Nafiye teyzenin hikayesine de hayran kaldım. Eski toprak... Aynı senin gibi ne güzel insanlar var çevrende çok şanslısın.
Öpüyorum

Tuba dedi ki...

Haklisin Muge'cigim. Blog olayinin bir diger guzel tarafi da insanin kafasina gore arkadaslar bulabilmesi. Herkesle arkadas olmak zorunda da degilsin. neyse canim, sevgilerimle,

Nihan'cigim, demek bu blog olayi boyle bir bagimlilik yapiyor. Birakilmiyor:)) Hosgeldin.

Cok guzel yazmissin Hande'cigim, her kelimesine katiliyorum. Sevgiyle,

Begendigine sevindim Neriman. Sevgilerimle,


Sende haklisin sevgili Tata. Biraz Nasrettin Hoca gibi mi oldum ne:). Sevgilerimle,


Sevda'cigim, ben de hayatin yorgunlugu diye dusunuyordum, ozellikle simdilerde. Ama yas gecince hayatin yorgunlugu kalici mi oluyor ne, cok fazla insan sokmak istemiyorum hayatima. Sevgilerimle,

Tesekkurler Azide, begendigine cok sevindim.

Tesekkurler Eda'cigim. Iyi mi, kotu mu ben de bilemedim simdi. Ama herhalde biraz da yapiyla ilgili gibi geliyor bana. Sevgilerimle,

Sevindim Selen'cigim begenmene. Sevgiyle kal..

Adsız dedi ki...

"Dünyayı düzeltmek için insanı düzeltmek gerek,insanı düzeltmek için de kendimizden başlamak gerek."diye bir yazı okumuştum.


Sevgili Tuba
Yaş ilerledikçe, kişi olgunluğunu insanlara öğretebiliyorsa ,kalbindeki sevgiyle yol açabiliyorsa zaten kalitenin kendiliğinden geldiğini anlıyor.Karşılaştığım zorluklarla kuvvetlendiğimi biliyorum.
Yazı için teşekkürler.
İyi dostluklar temennisiyle..
Tütü