Brownie (Nam'i diger islak kek) ve Oyunlara Devam

Hafta sonu kizlarim, beraber Good Housekeeping-Great Desserts kitabindan brownie yaptilar. Yanina da demli Turk cayimi alip, oturdum, kendi yazdigim oyunun sorularini bir de ben cevaplayayim dedim:)).

Ama soru ve cevaplara gecmeden once, bu brownie'yi gecen hafta bana mektup gondererek, bloguma, yazilarima, tariflerime olan ilgilerini belirten Ankara'dan sevgili Tugba'ya ve New York'dan sevgili Nuran'a ikram etmek istiyorum. Gonul isterdi ki, beraber oturup caylarimizi icelim, keklerimizi yiyelim ve sohbet edelim. Yureginizden gelen seslerinizi, ben de taa buralardan duydum, cok duygulandim. Icten, samimi mektuplariniza ne kadar tesekkur etsem azdir, dilerim yolumuz bir gun bir yerlerde kesisir. Sevgiyle kalin.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
1.1. Daha once yasadiginiz 3 sehir?
Istanbul, Londra, Tampa/Florida

1.2. Tatil icin gittiginiz, gordugunuz ve onermek istediginiz 3 yer?
Sorento/Italya, Maras/Kibris, Cirali/Antalya

1.3. Yasamak istediginiz (gormediginiz de olur) 3 sehir?
Sorrento, Manhattan/New York, Istanbul

2.1. Su anda ki mesleginiz nedir?
Muhendis

2.2. Dunyaya yeniden gelseydiniz, hangi meslegi yapmak isterdiniz?
Lokanta isletmek, daha dogrusu kendi lokantamda sef olmak:))

2.3. "Kesinlikle ben yapamazdim" dediginiz meslek nedir?
Her isin ustesinden gelirim, evvelallah:))

3.1. Yasam felsefenizi olusturan sozlerden biri?
"Tanrim bana, degistirebileceklerim icin guc, degistiremeyeceklerim icin sabir, ama en onemlisi, ikisinin arasindaki farki anlamak icin akil nasip et." Cin Tapinak Yazisi

3.2. Bir kitapdan alinma, cok sevdiginiz bir cumle veya paragraf veya bolum?
"Kaderini ancak sen kesfedebilirsin, senin icin hazirlanmis yolu ancak sen bilebilirsin. Burasi kalbinin seni davet ettigi yoldur. Nasil ki koza kelebegi bilmez, halbuki kaderidir onun kelebek olmak. Ancak cesur olursa, cesaret ederse bir yumagin icinde sikismis kalmisliktan, kabugunu kirarak gokyuzune, ozgurluge kanat cirpar. Iste insanoglunun hikayesi de budur. Asla kaderini bastan bilmez ve eger gecilmemis yollardan gecmez, acilmamis kapilari acmazsa, sonunda bir anlamda acilmadan iade olacaktir. Uykulardan uyanmanin, ozgurluge kanat cirpmanin zamani gelmedi mi?" Robin Sharma, Koza Kelebegi Bilmez

3.3. Cok sevdiginiz bir siirin bir parcasi?

Şehir
'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin

'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.

Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;

-bir ceset gibi- gömülü kalbim.

Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?

Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,

kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,

boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.

Bu şehir arkandan gelecektir.

Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,

aynı mahallede kocayacaksın;

aynı evlerde kır düşecek saçlarına.

Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.

Başka bir şey umma-

Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,

öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.
Kavafis

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

BORCLARIM:)))

Gunebakan Tarlalarindan Sevgili Hulya beni sobelemisti. Bu oyun bitti ama ben ona yazacagima dair soz vermistim. Once yemek davetim, sonra grip hastaligim vede cok yogun gecen bir hafta sebebiyle bir turlu cevap yazamadim.

Insanlar arasinda ki kimyaya cok inanirim ben. Ve de cok kuvvetli bir 6. hissim vardir. Ilk bir kac dakika icinde, bir insani ya severim, ya da hic isinamam.

Blogumu ilk actigim zamanlar Hulya'yi tanidim. Hulya o zamanlar yalnizca pasta yapmaya cok hevesli birisiydi ve bu kadar guzel pasta tarifleri filan da yoktu (dogru soyledigim icin kovulmam umarim:)). Ama benim ilgimi ceken, tariflerinden daha ziyade kendini anlatan yazisiydi. Sonra buyuk bir azimle, iki cocugu, esi ve isine ragmen, haftasonlarini hulyasini gerceklestirmeye adadi ve Canakkale Istanbul bir-iki diyerek, kurslara katilip, birbirinden guzel pastalarin yaraticisi olarak karsimiza cikti.

Bir kac saat evvel, kizimi uyutmaya ciktim. Onu uyutacagina kendim uyumusum. Ruyamda Hulya, beni bir davete cagiriyordu ve benden katilip katilamayacagima dair cevap bekliyordu. Sonra, uyaninca kendi kendime dedim ki, "Hulya'dan mektup var", nitekim de oyle oldu. Mesaji geldi.

Hulya'yi hic gormuslugum yoktur, sesini duymuslugum da yoktur. Ama bu dunya uzerinde bana duygu ve dusunce olarak kim yakin diye sorsalar "Hulya onlardan biridir" diyebilirim. Ve insanoglu egoisttir. Kendini sever, kendine benzeyeni sever. Ben de o yuzden onu seviyorum. Yazdigi yazilari, siirlerini okumaya bayiliyorum. Alinti yaptigi, Halil Cibran'in yazilari benim de en sevdigim yazilardir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir diger sobeleyen de Mutfak Pencerem'den Sevgili Tata oldu. Tata, daha onceden de yazdigim gibi, bana hep gizemli gelmistir. Onu cok az tanimama ragmen, beni hep ceken kisilerden birisidir. Kimdir Tata, ne yapar, nasil dusunur? Umarim yeni oyuna verdigi cevaplarla onu biraz daha tanima imkanim olur. Bloguna her zaman degisik, duymadigim bir tarif veya bir hamur veya bir sebze, hep yeni bir sey koyar. Aslinda ona olan merakim, ilk defa, Izmir'de bir diger blogla olan tanismalarini anlatan yazi ile basladi. "ne guzel arkadas olmuslar" demekten alamamistim kendimi. Umit ediyorum ki, bir gun benim de kendisiyle tanisma imkanim olur.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Ohhh borclari da odedim (ustelik de faiziyle, uzun uzun yazarak), gidip simdi rahat rahat uyuyabilirim:))))