2 Eylül 2007

"Turk demek Turkce demektir, ne mutlu Turkum diyene"

Free Image Hosting at www.ImageShack.us


"Tum yazi Oktay Sinanoglu’nun Bye-Bye Turkce kitabindan alinmistir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Turk demek Turkce demektir; ne mutlu Turkum diyene” (Meger meshur sozun birinci kismi da varmis!)

Ataturk olum dosegindeydi, uc gun komada kalmisti. Kendine geldi, son nefesinde, “Arkadaslara selam, dil calismalarini sakin gevsetmeyin” dedi ve kendinden gecti. Turkiye’nin uzerine egildigi butun meseleleri arasinda, dunyanin buyuk savas esiginde oldugu bir sirada, Ataturk’un son nefesinde bile uzerinde duracagi bu mesele ne olabilirdi?

Ataturk Kurtulus Savasi’ndan hemen sonra bu sefer de Turk dilinin yabanci boyunduruktan kurtarilmasi ve nereden gelirse gelsin, yabanci boyunduruklarindan kendini koruyabilmesi isine egildi. Ataturk ozellikle 1928-1938 arasi on yilda en buyuk enerjisini bu ise verdi. Kendi bir mektubunda yazdigi gibi geceleri dil meseleleri ile ugrasiyor, gunduzleri ise kendi basina iki uc saatini bu ise ayiriyordu. Neden?

Ataturk kendi sozleriyle bunu defalarca ifade ediyordu:
Turk demek dil demektir. Milliyetin en bariz vasiflarindan biri dildir. Turk her seyden once ve mutlaka Turkce konusmalidir.” “Bakiniz arkadaslar, ben belki cok yasamam. Fakat siz olene dek, Turk gencligini yetistirecek ve Turkce’nin bir kultur dili olarak gelismeye devami yolunda calisacaksiniz. Cunku Turkiye ve Turkluk, uygarliga ancak bu yolla kavusabilir.”

EGITIM MI, ERITIM MI?
Karga Sekmez Yokusunun tepesinden taa asagilardaki simdi bataklik olmus eski celtik ovalarina bir bakalim, her mertebede egitim duzenimiz ne hallere dusmustur hele bir goz atalim:
1) Hazirlik Sinifi: Ilkokulu, ortaokul veya liseyi yeni bitirmis cocuklara soruyoruz, kacinci siniftasiniz diye. Hazirlik sinifindayiz diyorlar. “Neye hazirlaniyorsunuz?”.. “Ingilizce ogreniyoruz”..”Baska ne?”…Hiic!..
“Allah Allah!” diyorum kendi kendime; bu nice istir?…Bu ulkenin egitim imkanlari fazla mi geliyor ki boyle fazladan birkac sene daha okul, ogretmen, ogrenci vakti dolduruluyor? Dunyanin hic bir yerinde ‘hazirlik sinifi’ diye bir inanilmaz israf, bir sacmalik, daha dogrusu milletine bir ihanet gorulmemistir. Goruluyor ki, Turkiye’de Turk ogrenci kendi ulkesinde yabanci ogrenci durumuna dusurulmustur. Bu garip durum Turkiye’de Ingiliz parmagi ile 1953’de baslattirilmistir.
2) Dershaneler: Yabanci dille egitimin yarattigi genclige bir ikinci zulum de gene ulkemize mahsus dershaneler olayidir. Birakin da bari misyonerligi Ingilizler kendileri yapsinlar. Bizim kuruluslarimiz, milletimiz kendi kendini tarihten sildirecek bir soykirim harekatina niye kendi parasini harciyor? Ancak 1953’ten beri milletimiz oyle bir oyuna getirilmis, kamuoyu oyle bir aldatilmistir ki, herkes, baska bir sey ogrenmeme pahasina da olsa, yalniz ve yalniz bir sokak Ingilizcesi ogrenmeyi, kendi dilini, edebiyatini, tarihini, kimligini bilmemeyi, bir yilisik ozenti, bir taklitcilik, bir acenta kafalilik icinde kivranmayi marifet sayar olmustur.
3) Ingiltere’den Gelen Ders Kitaplari: Tanesi 30-40 dolardan bunun ingiliz ve Amerikan kitap sirketleri icin ne guzel bir pazar olusturdugunu siz dusunun. Zaten daha 1973’te disarida soyle bir arastirma yapilmisti: “Yakin bir gelecekte Turkiye’de anaokulu, ilk, orta, lise, evrenkent, tum okullarinda Ingilizce egitim dili oldugunda, Ingiliz-Amerikan kitap sirketleri icin ne hacimde bir pazar olusacaktir?”
4) Disa Gonderilen Ogrenciler ve Kaynak:
Bu rakamlar korkunc boyutlarda. Milyarlarca dolari buluyor.
5) Ogretmen Sorunu: Ankara Yenisehir Lisesi’nde cok degerli bir kimyaci olan kimya hocamiz Fazil Bey vardi. Iyi Fransizca da bilirmis, ama tabii bu bizi ilgilendirmezdi. Cunku tum derslerimiz gayet guzel bir Turkce ile verilirdi. 1954’te bizim okul “Kolej”, yani ilk Ingiliz misyoner okulu tipi “Turk Okulu” oldu. Dokuz yil sonra ABD’den professor olarak dondugumde okulumu ziyaret ettim. Aklima o muhtesem Fazil Hocam geldi. “Nerede?” diye sordum. Yanina goturduler. “Bize nazaran simdiki kimya ogrencileriniz nasil?” diye sordum. “Ah evladim, bana kimya dersi vermiyorlar ki! Ben Fransizca bilirim, ama Ingilizce bilmem.” “Iste bu odada oturuyor, ogrenci sayitimlari (istatistikleri) ile ugrasiyorum.” dedi.

Gorunen Batak Manzara
Yukaridaki maddeler herhalde gostermistir ki ulkemizin artik butun egitim kaynaklari, ve hatta fazlasi mantiksiz gibi gorunen dehset verici bir israfla bilimde, kulturde, teknikte, bilgisayar caginda kalkinmak icin degil, bir tek acikca soylenmeyen gaye icin kullanilmaktadir: O gaye, Fransizlarin, Ingilizlerin baska somurgelerinde yaptiklari gibi, Turk Milletine, Turk Cumhuriyeti halkina Turk dilini unutturmak, hic ogretmemek, onun yerine her ferdin Amerikanca gibi 250 kelimelik bir Ingilizce’yi yeni dili olarak, Turkce yerine konusur olmasini saglamaktadir. Bu is, ic ve dis dusmanlarin kendi kaynaklari ile degil de Turk Milleti’nin oz kaynaklari ile yaptirilmakta, hatta, ic ve dis hainler bu isten bol para kazanmaktadir.

Son aylarda, egitim dilini degistirerek Turkce’yi yok etme plani uygulanmasinda buyuk bir hizlanma fark edilmektedir. Hatirlayalim ki bir ulkenin egitim dili tumuyle yabanci bir dile cevrildiginde o ulkenin kendi dili bir bucuk nesil sonra yok oluyor. Ilk once, babalar kendi cocuklari ile kendi dillerinde konusamaz oluyorlar; Kazakistan’da, Irlanda’da, Cezayir’de oldugu gibi…Sonra, eger uyanip uyandirip tedbir alan aydinlar cikmazsa o ulkenin, milletin adi bile tarihten silinip gidiyor. Hani nerede Hititler, Likyalilar, Keltler? Ama sadece dilini, inanc ve kultur kimliklerini, devletleri olmadigi zamanlarda bile korumasini bilmis olan 5000 yillik kavimler hala duruyor.

Turkiye’nin resmi dili cogunlugun ana dili olan Turkce’dir. Turkiye’nin bolunmezliginin, ilelebet varliginin harci Turkce’dir. Yabanci dili gerekene ogretmek yerine egitim dilini Ingilizce kilmak Turkce’yi yok etmek, Turkiye’yi parcalamak, Turk Dunyasi’nda dil ve kultur birliginin yeniden gelismesini onlemek, Turk adini tarihten silmek, Turk genclerini cahil, ezberci, acenta ve kalip kafali ve somurge ruhlu etmek icindir. Tarihin en korkunc ve haince oyunlarindan bu oyuna alet olanlar iyi dusunsunler.

Sozlukcede yeni bir terim turetmedim. Sadece TV’de, carsida duydugum, gordugum Ingilizce ozentisi laflari kaydettim.
Vekiller heyeti - bakanlar kurulu – kabine
Mebus – millet vekili – parlamenter
Matbuat – basin yayin – media
Muhaberat – iletisim – komunikasyon
Ictima – toplumsal – sosyal
Kanuni – hukuki – yasal –legal
Meclis-i mebusan – millet meclisi
Meclis – parlemento
Mesele – sorun – problem
Usul – yontem – metod
Asgari – en az – minimum
Azami – en cok – maksimum
Secenek – alternatif
Faaliyet – etkinlik – aktivite
Karmasa – kaos
Mustemleke – somurge – koloni
Mutabakat – consensus, consensus
Esgudum – koordinasyon
Encumen – kurul – yar kurul – komite – komisyon
Kurultay – kongre
Mudur – yonetmen – director
Teskilat – orgut – organizasyon
Cankurtaran – ambulans
Gidis, gidisat – trend
Toprak asinmasi – Erozyon
Basin yayin – Medya
Tasarim – Dizayn
Hizmet – Servis
Suzgec – Filtre
Isil - Termik
Gezgin – Mobil
Bilgilendirme – Brifing
Elektriklendirme – Elektrifikasyon
Toplanim – Miting
Asiri – Radikal
Siyaset – Politika
Nitelikli, vasifli –Kaliteli
Tahrir – Kompozisyon
Merkez – Center
Alisveris merkezi –shopping center
Bakkal, carsi – market
Yildiz –star
Ustun, yuce – super
(Tuba - Ve daha iki sayfa daha uzanip giden listeye kitaptan ulasabilirsiniz*)

Sonuc
Onumuzdeki Cagda iki yol ayrimi: Hangisini sececegimize gore Turkce’nin gelecegi: Ya ulusca uyanip kendimizi ic ve dis dusmanlarin kulturel soykirimindan koruyacagiz, ya da bir iki nesil sonra Turkce bilen kalmayacak, Turk adi tarihten silinecek. Efendiler, secim artik sizin.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kaynak: Oktay Sinanoglu, Bir New-York Ruyasi “Bye-Bye” Turkce
Oktay Sinanoglu Kimdir?

26 yasinda profesorluge hak kazanip “Time” gibi dergilerde dunya basininda yer aldi. “Bati’da yetisen son uc yuzyil icindeki en genc professor” unvanini aldi. ABD Yale Universitesi’nde iki kursude birden hoca…Iki kez Nobel kimya odulune aday gosterildi. Canlilara biyolojik kimligini veren DNA’larin sifresini cozerek, bilmedigimiz turden canlilar yaratmanin teorisini kurdu. Kuramlari kimya ders kitaplarinda onun adiyla aniliyor.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

10 yorum:

Adsız dedi ki...

bu güzel anlatımı bizimle paylaştığın için çok sağol sen
kesnilikle katılıyorum her kelimesine türkçeyi yaşamakta bizim elimizde

munevver dedi ki...

Tuba, Oktay Sinanoğlu, Türkiyede üniversite eğitiminin Türkçe olmasının, yabancı dil eğitiminin ise ayrı yapılmasının en şiddetli savunucusu. Bir ara, burada çok tartışıldı; ama, bu konuda bir değişiklik olmadı.

Teşekkürler emeğin için.
Sevgiyle, Nane Limon.

Burçin'in Denemeleri dedi ki...

Ne kadar faydalı ve güzel bir yazı olmuş. Ellerine sağlık Tuba'cığım.
Sevgiler,

Adsız dedi ki...

Tuba, bilgiler ve yazi icin tesekkurler. Gercekten cok onemli bir konuya parmak basmissin. Madem konu Turkcenin yabanci kelimelerle kirlenmesi, soz etmeden gecemeyecegim, Profesor de dilimize yabanci bir dilden gecmekle birlikte, yaygin kullanimi bir "s" harfi ile yazilani, Ingilizcedeki gibi 2 "s" ile yazilani degil.
Sevgiler,

Tuba dedi ki...

Tesekkurler Yesim. Ayni dusunceleri paylastigimiza sevindim.

Sevgili Munevver, Oktay Sinanoglu'na sonuna dek ben de katiliyorum. Ben de onun dedigi gibi, Ingilizceyi yazlari, veya okul bittikten sonra ogrenenlerdenim. Simdi ise burada, cok iyi bir muhendis olarak calisiyorum. Bunun en buyuk nedeni ise, ingilizce bilgim degil, ITU'den cok iyi bir muhendislik egitimi almam. Biliyorsun ITU'de egitim Turkce (son yillarda degismediyse eger). Neyse paylasayim istedim, sevgilerimle..

Tesekkurler Burcin'cigim...

Sevgili Zinnur, ne yazik ki bu liste daha cok uzayip gidebiliyor. Simdilerde ise genclerimiz, bir hata karsisinda "yaaa", "tuhh" filan gibi kelimeler kullanacak yerde, ayni Amerika'da oldugu gibi "uppps" diyorlarmis. Insan uzulmeden edemiyor. Sevgilerle..

Punto dedi ki...

Güzel bir yazı ile etkinliğe güç kattığınız için teşekkürler. Türkçemiz konusunda Sinanoğlu gibilerin çoğalmasını diliyorum. Ne yazık ki yeni nesil pek işin farkında değil. Umarım fark ettiklerinde de iş işten geçmiş olmaz.

Alp ve Ege'nin Annesi dedi ki...

Turkce sadece dis gucler tarafindan degil, devletin televizyonunda calisanlar tarafindan bile bozulmaya calisiliyor. Buyuk bir özenle Arapca kelimeler secilerek özturkce kelimeler unutturulmaya calisiliyor...

munevver dedi ki...

Tuba'cığım, İTÜ'de de bir yıl hazırlık sınıfı var,ayrıca derslerin en az % 30'u İngilizce artık. Büyük kısmı Türkçe işleniyor. İsteyen bu oranı çoğaltabiliyor.

Aybike Ceylan dedi ki...

Tuba'cigim,
Cok tesekkurler. Ne kadar guzel bilgiler paylasmissin bizlerle. emegin icin tesekkurler.

Ailene ve sana cok selam ve sevgiler.

yemek dedi ki...

Ellerin dert görmesin, bağırıp bağırıp sesini duyuramamk gibi bir acı bu! Bilerek yahut bilmeyerek ne çok hata yapıyoruz. Yayın organlarının kullandığı dil tüyler ürpertici.
Yazık bize!..