7 Şubat 2007

Sebzeli Kek ve Zulfu Livaneli ve Yine Gurbet

Fotograf makinam bozuk bu aralar. Tamir icin, tamirciye gitti, daha dogrusu fabrikaya geri gonderildi. Amerika'da da oluyor boyle seyler. Sigortasi da oldugu halde, tamir etmek yada yenisini gondermek icin bin dereden su getirdiler. Yani bu aksam ki yemek tarifi zuladan:)). Sebzeli Kek .
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Cocukken her sabah babamin radyodan dinledigi yurttan seslerle uyanirdik. Simdi hala sabahlari radyoda yurttan sesler var mi bilmiyorum. Ama benim kulagimdan "yurttan sesleri dinlediniz" sozu hic gitmedi. Bazen de sinavlara calismak icin sabahladigimda, uyanik kalmak icin radyoyu acar ve yurttan sesleri ben yakalardim. Sanki uzerinden milyonlarca yil gecmis gibi.
Bu satirlari yazarken bir yandan da televizyonda Zulfu Livaneli'nin roportajini dinliyorum. Zulfu Livaneli'nin sarkilarini da, kitaplarini da hep cok sevmisimdir. Sarkilarina, kitaplarina insan sevgisini cok guzel yansitan ve son derece de mutevazi biri. Bence zamanimizda iki kitapla havalara girenlere cok guzel bir ornek Zulfu Livaneli. 1984-1988 yillari arasinda, ITU'de okurken, Insaat Fakultesine geldiginde ilk defa gormustum onu. Malzeme laboratuvarini hinca hinc Zulfu'yu dinlemek icin doldurmustuk. O kadar guzel bir sohbeti vardi ki... Seneler sonra bile konusmasi hafizamdan gitmedi. Bazi insanlari iste digerlerinden ayiran, bence, yalniz yetenek degil. Yetenegin guzel bir karakterle butunlesmesi.

Livaneli sanki tv'de "karli kayin ormaninda" sarkisini benim icin soyluyor. Bir suredir hic bir sey yapmaya hevesim yok. Vatan ozlemi yine cok agir basmaya basladi. Gurbet acisi hic bitmiyor. Sevdiklerim hayatta iken onlari yitirmis olmak duygusu da mahvediyor beni. Ustelik Istanbul burnumda tutuyor. Bazen gozlerimi kapatip, dolastigim sokaklari, ilkokulu, lisemi, universiteyi, Nakkastepeyi, Beylerbeyini, Salacagi gozumun onune getirmeye calisiyorum. O kadar guzel bir yerde okudum ki... Ortaokul ve lisede iken, oturdugum siradan Uskudar'a yanasan vapurlarin siren seslerini duyar, vapurlari oturdugum siradan seyrederdim. Tam 14 yil Bogaz koprusunu gecerek, Baglarbasi-Maslak arasinda mekik dokudum. Bogazi her gecisimde "bu kadar guzel baska hic bir yer olamaz" diye dusunurdum. Ve bugun yine hala aynisini dusunuyorum.

Hele gunesli gunlerde o Uskudar-Besiktas vapurunun alt katina, disarda ki siralara oturup, simit yemeye bayilirdim. Sanki denizin icindeymisim gibi gelirdi hep. Ve ben hepsini biraktim. Bazen o gunleri ben gercekten yasadim mi diye dusunuyorum. Yoksa bunlar yalnizca bir hayal mi? Biliyorum ki bu yazdiklarimin ne buyuk aci oldugunu ancak bu duyguyu yasayanlar bilir. Insan olmeden once nasil butun hayatini gozunun onunden gecirirse, iste gurbetteyken de butun hatiralarini, gecmisinde yer alan herseyi hatirlamaya zorluyor kendini. Cunku o hatiralarin yerini hic bir sey dolduramiyor. O yuzden hep orada yasiyor, ve orada yasamak istiyor.
KARLI KAYIN

Karlı kayın ormanında
Yürüyorum geceleyin
Efkarlıyım efkarlıyım
Elini ver nerde elin

Memleket mi yıldızlar mı
Gençliğim mi daha uzak
Kayınların arasında
Bir pencere sarı sıcak

Ben ordan geçerken biri
Amca dese gir içeri
Girip yerden selamlasam
Hane içindekileri

Yedi tepeli şehrimde
Bıraktım gonca gülümü
Ne ölümden korkmak ayıp
Ne de düşünmek ölümü

Beste: Zulfu Livaneli Siir:Nazim Hikmet

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

13 yorum:

Adsız dedi ki...

Gurbet hiç çekilmiyor değil mi? Ben 6 senedir hiç alışamadım:(( Sevgiler...

Adsız dedi ki...

Merhaba tuba
zülfü livanelinin şarkılarını her zaman ben de çok sevmişimdir
karlı kayın muhteşemdir
ne çok söylemiştik arkadaşlarımızla birbirmize yaslanıp
şiirini yazmışsın ama şiirin asıl sahibi Nazım HİKMET'tir
sanırm şarkıların zülfü livaneli ile özdeşleşmesinden kaynaklanan güzel bir durum bu
yüzümde gülümseme oluştu
sağol hatırlattığın için

Aybike Ceylan dedi ki...

Tuba'cim, merhaba,
Esimde Zulfu Livaneli'yi cok sever, ne kadar guzel anlatmissin, diline ve eline saglik. Sevgiler

tata dedi ki...

Seni mi okuyorum, esimi mi dinliyorum bilemedim...Istanbul hastalari. Yakinda hasretinizin bitmesini diliyorum.
Sevgiler

Ferhanca dedi ki...

Öyle veya böyle gurbet oluyor.Kimisi burda kimisi orada .Bizde burdan oraya yaşıyoruz gurbeti....
Zülfü Livaneli de çok yakışmış konuya....
Sevgiler....

Tuba dedi ki...

Evet Nukhet'cigim, hic cekilmiyor, ben de alisamadim, ne yapalim kader iste, sevgilerle,

Sagolasin Esra'cigim, uyardigin icin, haklisin o kadar Zulfu ile yogunlasmis ki beynim, sevgilerle,

Tesekkurler sevgili Aybike, sevgilerle,

Amiiiiin Tata:)) sevgilerle,

Sagolasin ferhan'cigim, ben de sana ogluna tez kavusmani diliyorum, sevgilerimle,

Hülya dedi ki...

Tubacığım,gurbet iyiden iyiye canını acıtmaya başlamış senin.Tez elden sevdiklerine kavuşmanı dilerim...
Zülfü Livaneli'nin kızıyla söylediği bir parça vardı.Ben onu çok severim ama şu an da asla hatırlayamadım.O şarkı çok dokunurdu bana...Hatırlatır mısın bana?

Adsız dedi ki...

sevgili tuba,yazını okurken hüzünlendim,her ne kadar Hilmi Yavuz ''hüzün ki en çok yakışandır bize...''dese de..hüzünlenmek pek bana ait bir duygu degil,sanki neşe benimle daha özdeş..ama istanbul da oturup istanbul hasreti çekmek daha zor ve hele bu şehir o liseye üniversiteye gittigimiz dönemlerdeki gibi değilse artık..ya da biz mi değiştik..yine de anneme gitmek için bazen vapuru tercih ettigimde,oturup oradan bogaza bakmak -marmaray çalışmalarını görmezden gelmeye çalışarak -güzel..ama ancak ayda yılda bir yapabilmek bunu zor..neyse canım selamlar..birkaç sayfa yazarım ben şimdi bu konu üstüne,okurken seni yormayayım..

Adsız dedi ki...

Tuba çok güzel anlatmışsın, inşallah biran önce sevdiklerine kavuşursun, sevgiler..

Ebru,
http://www.ebrulitatlar.blogspot.com/

kalimeero dedi ki...

Bu sehirde ne var, cazibesi nereden geliyor ben de karar veremedim. Yerlisi degil, yabancisi da aşık. Giden geri geliyor, gelemeyen hasret cekiyor. Yazini en iyi anlayanlardanim herhalde, 23 yilim gecti. Belki de tam zamaninda ayrildim, aklimda guzel kaldi Istanbul..
Hasreti de guzel be..:) herkese nasip olmaz. tadini cikarmaya bak bence, insan sevgilisini bile boyle ozlemez..

Binnur A. Ö. dedi ki...

Tuba Merhaba,
Sabah sabah bogazima bir düğüm bağladın, icime oturdu yazdıkların.
Bilmem bilir misin ben de İzmir'liyim ama 1,5 senedir İZmit'te oturmaktayim.
Gurbet ile ilgili bir laf vardir: dağın ötesi gurbet derler. Yani ha İZmit ha Amerika...İnsan "ha" diyince gidemedikten sonra, hep aynı.
BEn de surekli İzmir'i dusunmekteyim, aynen senin gibi gözlerimi kapatarak ve bazen gözlerim acıkken bile...
Cunku iş yaparken bile gözümün önüne kentimin bir köşesi birdenbire gelmekte. VE ben de aynen senin gibi daha guzel (artı daha medeni) bir memleket yok türü şeyler düşünmekteyim (ancak kendi şehrim için). Demek sıla dedikleri şey buymuş. İnsan topraklarına gönülden bağlı oluyor. Dünyanın en ayrıcalıklı kenti senin için, elbette senin şehrin oluyor...

Zülfü Livaneli'ye gelince, ah o saygın adami ben de cok severim. Universitede okurken Efes Antik tiyatro'da Joan BAez'in konserine gitmistik. Atmosfer harikaydı, Efes herzamnki muhtesemliginde, JOan pamuk gibi sesi ile taşları "yıkamakta", yanımda gençliğimin mühürü dostlar, birdenbire bir seyler oldu, J. baez sahneye birini davet etti. Elbette Zülfü.
25 bin kişilk anfi tiyatronun birden bire ayağa kalktığnı gördüm, ben dahil tabi. Hepimiz Joan baez'i oturdugumuz yerde kuzu kuzu dinlerken, Zülfü için ayaga firlamistik ve cilgin gibi alkisliyorduk... Sanirim sıla da böyle bir şey... Joan Baez konserinde bile zülfü için coşku yaşamak....

Seni ben de linklerime eklemek isterim. Ama önce kızımı doyurmam lazım... Sevgiler.

Tuba dedi ki...

Hulya'cigim tam adamina sordun valla:)) Buralarda o kadar her seyden uzak, bihaber yasiyoruz ki. Belki bilen baska bir arkadas cikar da soyler canim, sevgilerimle,

Merhaba Suheyla'cigim,eminim yazin geldigimde yerinden sokulen kaldirim taslari, ha bire bitmeyen kazilar rahatsiz edecek beni, ama dondukten bir sure sonra hepsini unutuyorum ve yine guzel yanlarini hatirliyorum:)) Gurbet bu olsa gerek, sevgilerle,

Insallah Ebru'cugum, bir terslik olacak ve gidemeyecegim diye dogrusu odum kopuyor, sevgilerle,

Kalimeero, haklisin hasreti bile guzel. Oyle bir sehri bilmek, tanimak da guzel. Neyse, yaza cok kalmadi degil mi? Seni bilmem ama ben insallah gidecegim bu yaz, sevgilerle,

Binnur'cugum yazdiklarini nasil da zevkle okudum bilemezsin. Ve seni nasil kiskandim o konsere gidemedigim icin:)) Eminim muhtesem olmustur. Dogru, dagin otesi gurbet, ha deyince gidemedikten sonra, yine beklerim, sevgilerimle

Hulya dedi ki...

ne huzunlendim yazini okuyunca,besiktas uskudar vapurlarini hatirladim,hayat dedim,iclendim..